16 Mayıs 2011 Pazartesi

EDİTH PİAF

Hayatı

   


Édith Piaf yaşadığı zamanın Fransa'sında en sevilen sanatçılardan biriydi.
Annesi Annetta Giovanna Maillard, yarı İtalyan, yarı Kabil asıllı bir göçmen ailesinden geliyordu. Babası Louis-Alphonse Gassion (1881–1944) ise sokaklarda gösteri yapan bir cambazdı. Annesi sokakta şarkı söyleyerek yaşamaya çalışmaktaydı, daha sonra babası tarafından bir geneleve kısa süreliğine bakılması için gönderildi.

15 Mayıs 2011 Pazar

ROKOKO






ROKOKO


Barok stilinden sonra sanat akımlarına verilen addır.18.yy başında Fransa'da ortaya çıkan, kavisli çizgileri bol, gösterişli  ve süslemeci bir bezeme üslubunun adıdır. Resim, mimari ve müzikte yansıma bulmuş bir sanat akımıdır.

Barok stilinden sonra sanat akımlarına verilen addır. 17. yüzyılın ortalarına doğru Barok stilinde kullanılan doğru çizgilerden meydana getirilen süslemeye karşı tepki olarak doğmuş olan barok stilin hatları gibi eğri büğrü çizgili motiflerden ibaret olup Baroktan daha ince ve şekillerin kıvrımları daha zarif bir stildir.
1726-1775 arasında Paris'te gözde olan Rokoko akımı gibi. Fransa'da XV. Louis (1715-74) döneminde soyluların değer verdiği bir akımdır.
Rokoko stilindeki bir yapıtın hafif, zarif, oldukça yapay, eğlenceli, zeki, kolay anlaşılır, hemen parlayan cilalı ve süslü nitelikleri vardır. Barok sanatına kıyasla güncel motiflere yer veren  yumuşatılmış renkler kullanılan bir akımdır. Barok kadar süsleyici bir özelliğe sahip omasına rağmen süslemeleri detaylarda saklı ve küçük boyutlardadır. Rokoko stilinde yapılmış işlerde, sanatçı motifin her yerini en iyi işleme gayretini göstermiştir. Rokoko stilinde çerçeve kullanılmaz. Serbestlik esası konuya hakimse de simetrik konumun dışına çıkılmamıştır.( http://tr.wikipedia.org/wiki/Rokoko ) Barok stilinde kullanılan doğru çizgilerden meydana getirilen süslemeye karşı tepki olarak doğmuş olan barok stilin hatları gibi eğri büğrü çizgili motiflerden ibaret olup Baroktan daha ince ve şekillerin kıvrımları daha zarif bir stildir.
Almanya, Avusturya,Bohemya, Rusya,Fransa İtalya İspanyada revaçta olmuştur. Barok üsluba tepki olarak ortaya çıkmışsa da sonuçta BAROK sanatından da çok etkilenmiş, Fransız rokay dekor anlayışından türemiştir. Aydınlık, hareketli hafif, neşeli, zengin ve ışıklı bir bezeme sanatı olarak gelişme göstermiştir. (Meydan Larouse, Rokoko )
Barok sanatın Roma'da doğduğu kabul edildiği gibi rokoko hareketinin de Paris'te ortaya çıktığı ve rokay üslubunun başlıca öncüleri sayılan Jean Berain (1640-1711), Claude Audran (1657-1734) ve Jan Lepautre (1618-1682) gibi süslemecilerin sanatından kaynaklandığı kabul edilir.Eugeniod'Ors, Ignaz Günther ve Henri Focillon'un gibi sanatçıların rokokonun, barokun geç ortaya çıkmış bir biçiminden başka birşey olmadığı konusunda birleştikleri görülür.Bu sanatçıların çalışmaları, arabesk süslemeleri, deniz kabuğu motifleri, eğri, karşı-eğri oyunları, yazı çevresi süslerini bakışımsız bir biçimde işlemeleri, Regence ve Louis XV dönemleri boyunca rokokonun yaygınlık kazanmasına katkıda bulunan büyük dekoratörlere esin kaynağı oldu.  (anonim; http://sanattarihi.net/forum/index.php?)

Sanat Akımları

1-FÜTÜRİZM: (1909)
20.yüzyılın ilk on yılı içinde gelişen sanat ve mimarlık dünyasının en ilerici , en yenilikçi , özgün ve ileri hareketidir. 20 şubat 1909 ‘da yayınlanan 1.fütürist manifestosu (bildirgesi) onların estetik anlayışlarını şöyle ifade eder. “Biz tehlike , enerji ve yalınlığın şarkısını söyleyeceğiz ve açıklıyoruz ki dünya yeni bir güzellikle zenginleşmektedir. Hızın güzelliğiyle, yılankavi egzos borularından çıkan patlayıcı nefesiyle bir yarış otomobili kükreyerek giderken makinalı tüfek gibi sesler çıkaran bir otomobil antik güzelliğin simgesi olan Yunan heykellerinden kat kat güzeldir. “ Mimari alanda Antonio Santella ve Mario Chiattone fütürizmin anlayışına uygun eserler ortaya koymağa çalışırlar. Santella projelerini hazırladığı Citta Nuova ‘da göktırmalıyanlar, metrolar, asansörler, farklı boyuttaki trafik şeritleri gibi ilginç ve yeni fikirler kullanmıştır ve konuyla ilgili olarak “Modern kentlerimizi muazzam bir tershane gibi yaratıp yeniden inşa etmeliyiz. Her yer hareketli ve dinamik, modern binalar ise dev bir makine gibi olmalıdır.” Ancak onun bu radikal ve ilerici görüşleri 50 yıl sonra Paris’teki Pompidou iş merkeziyle bir ölçüde gerçekleşecektir. Ona göre mimarlık sadece fayda ve pratikliğin kuru bir birleşimi olmayıp bir sanattır. Buda sentez ve ifade demektir. Santella geçmişin klasik ve statik estetiğine karşı çıkmakta ve taraftarlarıyla beraber “ Mimari Dinamizm “ dediği değişim ve hızdan kaynaklanan canlı bir estetiğe ulaşmaya çalışmaktadır. Yine ona göre eğik ve eliptik çizgiler öz tabiatlarından dolayı dinamik olup dik ve yatay çizgilere göre bin kat fazla duygusal güce sahiptir ve dinamik bir mimari onlarsız düşünülemez.